what a wonderful world.


bu hürriyet hazin şey, yıldızların altında...

sazan.

"bir devem olsaydı coktan farkederdim heralde.cok büyük bi hayvan cünkü." -mrozek.

.de.lik.li de.li.lik.


küçükken çok alemdim.anlatçam.

walkman düştü kafama benim.


evet bugün tatile giriyorum.tatil(!).biz burda yokken evimize misafirler gelecekmiş çok uzaklardan.o yüzden bütün eşyalarımızı saklamalıymışız.yoksa çalınan eşya olursa müessese sorumlu deyilmiş.sonra vay efendim benim şöyle bi hırkam vardı kayıp olmuş,bağcıklı aykabım nerde gibi şikayetler kabul edilmeyecekmiş.o yüzden herşeyi dolaba tıkıştırdık.ne çok ıvır zıvırım varmış onu da böylece görmüş oldum.
neyse.
kitaplığımda konvers kutusu var bitane.içinde de yüzbin tane kaset var.onu da çalınmasın deyü dolaba kaldırdım.üst rafa koydum ama çok ağır olduğu için de zorlandım tabi.bi tane de volkmenim var.milattan önceki adamınmış,bana miras bırakmış.işte onu da konvers kutusunun yanına koydum ama sağlam durmuyor idi.sonra ben alt rafa kitaplarımı sığdırmaya çalışırken sanırım çok sarstım dolabı ve mistır volkmen şiddetle kafama düştü.nası sızladı canım kafam.yarıldı gibi oldu resmen.volkmen çalışıyo mudur bakmadım ama içindeki dı dors kasedi sağlam çok şükür.
bi yandan gülüp bi yandan bağırarak kafamı tutup gia'ya gösterttim.o da bavuluna gömüldü gülmekten.artık orda yaşıyo.neyse sonunda toparlandım ve gidiyorum.gitmeden de bi şarkı armağan ediyim kendime ve tüm metin orelet severlere..."kapım kapalı çalma zilimizi evde yokuz dedim duymuyo musun?"
*uzun bi süre burda olmıycakmışım gibi görünüyür.
**zaten aykabım da pazartesi olcakmış.sipariş vermiştim yapmamışlar halen.

it's yuuu.yu yu yuuu.

barry.it's mine.hugh.it's gia's.

ceylan deyil.celen.


maymınların kıralı
geronimo nerdesin
karnım ziller çalıyor
yesem seni ne dersin?
ı
ı
ı
gia'm o benim.


elma da beni sevmek zorunda değil.


ama sevse.negzel.



see baboli play.

ne gamsız insanlar.insanlar ne gamsız.hiç dertleri yokmuş gibi.anlık dertleri varmış gibi.yolda yürüyolar mesela gamsız gamsız.hiç bi şey deyil umurlarında olan.dünya yıkılsa anlamıycaklarmış gibi.halbisi ne derdin var kimbiler.mesela o gün bizim indiğimiz otobüse yetişmeye çalışan adam,evet sen.senin o otobüse binmekten başka hiç bi amacın yoktu biliyo musun.ve amacını gerçekleştirmek için koskoca yaşınla başınla,elinde poşetinle koşmaya başladın ki yetişesin di mi? "koşayım da yetişeyim."bütün derdin buydu senin.bi de sırıtıyosun dikiz aynasına doğru.şöför görsün seni diye.şirin şirin.sonraki otobüsü bekleyemezdin.beklesen amacın kalmazdı bence.poşeti de tutmuşsun zaten ibiş gibi.

i hurt myself today.*

giderdi o.geleceğini söyleyip giderdi.ben,en sevdiğim hırkasını giyip,yarısı boş buzdolabımızın kapağıyla oynamaya koyulurdum,o ufuk çizgisinde kaybolunca.yarım kalan eti pufumu yerdim,vişne suyu içerdim biraz da.en sevdiğimizdi çünkü vişne suyu.ama onsuz gitmezdi.yarısı boş kalırdı bardağın hep.

boş şişeleri dolaba saklardım.plastik çiçekleri takıp boynuma,dark globe dinlerdim biraz,biraz da söylerdim.uykum gelmezdi hiç.bütün uykuları uyumuştuk çünkü.ama rüya görmeye devam ederdim,o gittiğinde bile.bütün şaraplarımı içerdi o.bense sarhoş olurdum.

yorgunluk ve mide bulantısı içinde dans ederdim.rüyam bitmeden daha,sızardım tek kişilik yatağımızda.ben uyurken gelirdi o.yine içerdi şaraplarımı.konuşmayı pek sevmezdi,beni uyandırmaya da kıyamazdı hem.eti puf yerdi o da,yarım bırakırdı hep.bardağın diğer yarısını da vişne suyuyla doldururdu,ama içmezdi.

kulağıma geleceğini söyleyip giderdi yine.bense üstüme örttüğü hırkasını giyip el sallardım arkasından,o ufuk çizgisinde kayboluncaya dek.
belki de
kaliforniya'ya giderdi.
ama
burda olmasa bile,
burdaydı işte.
*but i remember everything.

goodluck goodbye.

tadına doyamadığımız bir yazda kalmıştık biz;tadından yenmeyen kaç mevsim geçmişti halbuki üzerinden...

long live mansur ark.


mansur'a;
seni de çok sevdim mansur.şarkılarında içip içip kendimden geçtim.kendimi geçtim,millete de sevdirdim.bence bana bi ödül mödül vermelisin,en hakiki en sağlam fan falan diye.çok ciddiyim anlamıyosun.kadere de inanmıyosun.acı veren kalpsizlerdensin zaten mansur.işte sana şiir de yazdım.okudukça beni hatırla.buyür:

Kapattım penceremi kapılarımı
Sürgülerini bir bir çektim
Sana olan aşkımı yenebilmek için
Binbir numaralar çektim
Ama olmadı kalbim durmadı
Düşmüş eline bir kez sevdanın
Kaçmaya bir yol olmalı
Kapandım evimin odamın içine
Güyya seni hiç düşünmeyecektim
Unutacak seninle olan tüm anıları
Olduğun yere gitmeyecektim
Olmadı kalbim durmadı
Düşmüş eline bir kez sevdanın kaçmaya bir yol olmalı
Onu sormalı kökünü bulmalı
Acımadan işin turşusunu kurmalı
İnadı bırak yanıma yanaşıver artık
Batacağımız kadar aşkın içine battık
Aşk denilen buymuş
Çok ciddi bir duyguymuş
Ona inanların hali malesef buymuş


neyse.mansur arktan bi sarkı da yüklüycektim ama arktan deyince aklıma arctan geldi.tirigonömetridir,türevdir canımı sıktı şimdi.morelim bozuk.mansur da kaynadı arada.

duvardan fazlası.

ben seni cok sevdim yazı.

loving you sunday morning.


nası başlasam bilemedim şu an.öncelikle siz hepiniz,hepinize öküzler boyutunda öpücükler yolluyorum efem.
evet.bugün benim dogum günüm.iyi ki de dogmuşum ha.negzel bi "dünya"da yaşıyorum.evet aynen öyle.
simdi böyle cevremdeki insanlar ben yokmuşum gibi davranıyo.bi şeyler dönüyo etrafımda biliyorum sinsisinsi.utanıyorum biraz da.benim için bi şeyler yapıyolar.anlamıyomuşum gibi.biliyolar halbusi.ben de salağa yatıyorum biraz.şenliklerimin başlamasını bekliyorum sükut içinde.gülcegim geliyo.kafamı yastıga gömüyorum.camdan bakıyorum felan.
daha dünden başlandı şenliklerim.pek sevgili turgay bey dün ve bugün az çığırtkanlık yapmadı.çok utandım.napiyim.penguen hanım olarak,oğuzcancanın da eglence kaynagı oldum,her zamanki gibi.
ve saat onikiye çaktığında telefunum zırlamaya,"senlikler baslasıın" nidaları uçmaya başladı.ben de uçtum ve başladı şenlik.gia,şimdilik ahbun ve jöleneyt bana ilk sarılanlar oldu.ben de ilk onlara sırıttım karanfiller eşliğinde.neyse.bir sürü sey sonrası.
hedayelerimi reklam etmek istemiyorum ama çok mesut oldum.gia hanım,naziremi yazacagım bi ara.tiineyç weystlend,oğyeağ.
emrosmus'tan bi deyişler bitirmek istiyorum:"yarına gidiyorum"

She came to me one morning,one lonely sunday morning...

bir gün çok yükseğe çıktı canıtın.


çok uzun zaman önce filler,akdeniz kuruyunca,afrikadan avrupaya yolculuğa çıkmışlar.yaşamışlar avrupada filan.ama giderkene yolda çok yorulmuşlar.kalori vermişler büssürü.avrupaya varıncaya dek at kadar olmuşlar at.

and she's gone.




gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,ben de gökyüzündeyim.elmaslarla...

ickis.the real monster.

evet.gerçek uçan hollandalı benim.finale on dokuz hafta kala başladık.tam finalde başlamasıydı planım.hayat.ne olacağı belli mi olur.ilk yazımız da böyle başlasın.


daha gelemeden mimlenmişim.(doğmamış bebeye don biçmek.)jöleneyt böheheyt mimiklemiş.son zamanlarda neleri keşfetmişim.neleri mi?bi düşünelim.

-keşif gibi değil de,ben hep bülent ile levent'in son dört harfini aynı sanırdım.hiç derin düşünmemiştim bu konuda daha önce.bi iki hafta önce oturdum ve bunu düşündüm.aynı değilmiş.çok kötü oldum.

-sonra.bi insan keşfettim.nasırlı bi insan.gözümün önündeymiş yıllardır da, yeni keşfetmişim.bırak allasen.neyse o işte.

-taksim'de bi ikinci elci keşfettim.çok güzel bi sandalet var orda yetmişlerden kalma.sahibinin barnak izisi var tabanında.benim olacak benim.

-noktadan sonra cümleye başlarken boşluk bırakılırmış.bu yazıyı yazarken keşfettirildim(by gia).bırakmıyom ben.

daha da gelemedi aklıma.halbusi hep keşfederim ben.kefşetmektir benim işim.şimdi mimik sırası bende.ben de colin firth'in yandan yemişi pek sevgili memik'i mimikliyip gidiyim.gideyim de kuruyimik yiyeyim.