dananın kuyruğu koptu.

hayır, kopmadı. kestim. bizzat kendi ellerimle çat diye kestim; onca yılın hatırası varmış da, kıyamazmışım da, sadece kuyruk deyil aynı zamanda dert ortağımmış da, yavrum gibi çocuğum gibi bakmışmışım da, bilmem ne. hepsini hiçe sayarak kestim. evet, boş bulunduğum bi ana denk geldi ama güzel bi amaca hizmet edecek olması gönlümdeki şu acıyı bi nebze azaltıyor.


dana dediğim de ben.

burdan bakınca tambirçük kadar görülüyo. ama deyil. sırtım kadar. ha sırtım çük kadarsa o ayrı.

loveyoutender.
loveyousweet.

i need a hero.

-yalansa yalan de.
-yalansa yalan.

işte bu yüzden. sırf bu yüzden.

evraklar hazırlıyorum. musikiye bayılıyorum.
12 ağustos sabahından beri biraz şaşkın biraz tedirgin biraz da mutlu yaşıyorum. iy ki diyorum amerika rüyasıyla biricik sevdamdan vazgeçmemişim. bir zaman boyunca, hep o ekranı gördüğüm andaki sevinci hissetmeye çalışarak cesur olmaya ikna etmiştim kendimi. ve o ekranı gördüğüm andaki o his anlatılabilinemezmiş. hiç ummamak ama umut fakirin ekmeği misali kimseye belli etmeden beklemek. evet, aşkın tuttu ellerimden ummadığım anda.

bir de dün akşam geç kalma korkusuyla nasıl hazırlandım bilemiyorum. kavun olayı diye de bir şey var ki zaten çok hassasım şu aralar, nedir yani ona da mı ağlayayım.abah abah.

dün akşam da çok güzeldi. canseli gördüm bi kere. yıvrım nası da özlem dolmuşuz. gözümüzü kararttık, deryanın karşısında vira vira söylemek için tüm engelleri kaldırıp protokole yerleştik. -alışmıştık çünkü biz komite üyesi olduğumuz için ayrıcalıklı olmaya.- o kadar güzeldi ki, bi kere daha aşkla doldum yeni türküye. deryadaki o enerji nedir çözebilmiş değilim baboli. yani o yaştaki adam iki saat boyunca durmadan.. ben bile yoruldum oturduğum yerde. kollarım ağrıdı hep. o kullandığın neyse ben de ondan istiyorum azizim. ivit.

en duygu dolu anları destinada yaşadım. çok sevmeme rağmen daha önce hiç bu denli içime işlememişti bu şarkı. yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için, bunu bana hissettirdiğin yaşattığın için..

onun dışında burdan serdar barçına seslenmek istiyorum. bu seyirci, o performansı kaldıramazdı yarim. karanfiller neydi öyle? gözlerimden yaş geldi ve ben o an neden dünyaya saksafon olarak gelmedim diye kaderime isyan ettim. yaptım bunu. içimdeki asi muhalif kızı durduramadım. pişman deyilim. sevgiler.

geçen seneki konserdeki kadar coşkulu(!) seyirci yoktu, belki de geçen seneki biraz da benim kendi coşkumdu, çok güzeldi, çok çok güzeldi benim için. biraz da kendi emeğimizdi komitecek, o yüzden de çok sevmiş olabilirim. her halükarda çok muhteşemdi. its amazing, so amazing, yeah.
'hiç bitmesin'di bu seferki de ama. çok ihtiyacım vardı çünkü. ve ne zamandır yeni türkü dinlemediğimin de farkına varmış oldum. ne kadar özlemişik.

şunu da söylemek istiyorum ki; gözlerim doluyor aşkımın şiddetinden ağlamak istiyorum, tam anlamıyla bu. evet. yani en güzel böyle ifade edilirdi. her seferinde içimde hissediyorum şu sözleri ve ağlamak istiyorum, kendimden taşıyorum. hem aşkla dolmak ne güzeldir di mi bir şeye karşı.

son olarak,

geçse de yolumuz bozkırlardan, Denizlere çıkar sokaklar.

i need a hero.

-neden bana bakıyosun?
-çünkü bakıyorum.

im going home,okey.

neden sonra bu fotoğrafı keşfettim. insanların adlarını vermek istemiyorum. insana da çok benzemiyorlardır zaten.

yüce duvar.

screw you.

*ashes to ashes. dust to dust.

swimming in a fish bowl.

gün son ışıklarını almaya başlar, hala orada, karanlıkta oturmaktadır ve hala daha gözlerinin açık olup olmadığını anlamamaktadır. elleriyle gökyüzüne bakar odasından.

müzik bitti, ışıkları kapatın.



thesameoldfears.